SİDNEY’de düne kötü başladık. Naim Süleymanoğlu’nun şok sonucuyla yıkıldık. Ama judoda güldük. Fırtına gibi esen, peş peşe beş rakibini de deviren Hüseyin Özkan’la coştuk. 66 kilodaki temsilcimizin altın madalya almasıyla güldük, halter ve güreşten sonra ilk kez bir başka branşta zirveye çıkmanın gururunu yaşadık.

       HÜSEYİN’in ilk turdaki rakibi İranlı Mirasmaeili’ydi, mağlup etti. Ardından Bulgar Georgev’i puanla eledi. Çinli Zhang’ı iponla devirdi. Yarı finalde bu kez karşısına Hollandalı Van Kalke çıktı. Kararlı ve hırslı Hüseyin Özkan yoluna devam etti. Ve finalde karşılaştığı Fransız rakibi Benboudaoud’u da 2 dakika 46 saniyede iponla yendi.

       BÜYÜK bir zaferdi bu... Altın madalyayı boynuna takan Hüseyin Özkan, tarihe geçmenin mutluluğunu yaşadı. Özkan’ın kazandığı altın madalya, jododa 1992 Barcelona Olimpiyatı’nda Hülya Şenyurt’un bronzunun ardından kazanılan ikinci madalya oldu. Tarihimizde halter ve güreş dışında ilk kez kazanılan altın olarak da anlam kazandı.

       GEÇEN yıl Dünya ikincisi ve Avrupa üçüncüsü olan 28 yaşındaki judocumuz, Olimpiyat şeref kürsünde bayrak törenini nemli gözlerle izledi. Özkan, böyle bir tarihi başarıya ulaşmanın kendisini çok mutlu ettiğini belirterek, “Çok çalıştım. Uzun zamandır gösterdiğim çabanın karşılığını böyle bir şampiyonlukla aldığım için çok mutluyum" diye konuştu.

       1972 yılında Çeçenistan’da doğdu. Sekiz yıl önce Türkiye’ye geldi. 1993 Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülüğü kazandı. Dört yıl sonra Avrupa şampiyonluğuna ulaşmayı başardı. Geçen yıl Avrupa ve Dünya şampiyonalarında ikincilikte kaldı. Sidney’de başarının doruğuna tırmandı, olimpiyatta altın madalyayı boynuna taktı.